Her insanin
içinde bir memleket vardir…
Ancak
çogumuz feth etme çabasinda bulunmayiz, bazen ise haberdar bile olmayiz
içimizdeki varliklarin… Memleket diyorum da, uçsuz bucaksiz, tertemiz,
dokunulmamis…bir memleket…
O memleket,
insanin onu bulup, daha da güzelestirmesini bekliyor… Hep bekler o, sen onu
bilmesen de o seni bekler, inkâr etsen de bekler, atmaya çalissan da bekler…
Tipki suya hasret kalmis bir gül’ün suyun yolunu gözledigi gibi…Isterse kizgin
çöllerdeki bir gül olsun…Senin bekleyemecegin kadar bekler en azindan…
Niye bekler
peki ? Içinde bu soru kafani kurcalamakta mi ? Senin sorunun yanitini bulman yazarin
açiklamasindan daha hayirli olsa da….
Kristof
Kolom Amerika’yi buldu 1492 yilinda, yil önemli degil, sonunda
buldu çünki. Gerek ticaret gerek politika açisindan birçok çalismalar
baslatildi…Binalar insa edildi, doga’nin hediye ettigi güzelikler
degerlendirildi vesayire…
Insan birçok güzel planlamalarda bulundu…Bundan yani sira,
insanoglu « çirkin » islerde, düsüncelerde de bulundu. “Lekeli”
denilen çabalarda, ugraslarda bulunarak insanoglu kendi degerini alçatti. Insanoglu
köleligi kullanmaya yanasti, insan arasinda ayirimlarda bulundu, sen siyahsin
degersizsin ben beyazim senin üstünüm dediler. O güzel memleketi kirlettiler….
Senin
içinde de var bir Amerika, bir Avrupa, bir Asya, bir Afrika…. Tertemiz bir
memleket de kalbinde, O’nu güzelestirmek veya onu kirletmek senin elinde. Özü temiz
bir diyar’dir sana verilen, ya fidan ekersin, ya da var olan agaçlari yakarsin,
hersey senin elinde…Ucunda hasret, özlem degil de, huzur gibi degerlerle yollar yapmak, sevgi’den evler,
okullar insa etmek, dürüstlük üzerin kurulu belediyeler, mahkemeler kurmak da senin
elinde…
Asil
memleket içinde, asil okyanuslar, çöller orda. Baksana hersey de dengi dengine
: Allah çöl vermis karsiliginda da okyanuslar…
Bu bir rastanti degildir…
Içindekilerin
özü temizlik üzerine kurulmus bu saydigim da rastlanti degildir.
Rastlanti
üstüne rastlanti da olmaz ya …..
01/2010