cemal hunal fan sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

cemal hunal fan sitesi


 
AnasayfaAnasayfa  cemal hunal fancemal hunal fan  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap            İletişim İletişim  
Cemal Hünal Fan Sitesine Hoşgeldiniz...Forum Bizden, Paylaşma Sizden....
Iletisim : cemal-hunal@fanforum.com
Cemal Hünal Fan Sitesi Facebook'ta !

 

 Cemal Hünal Ile Röportaj

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Zarin

Zarin


Mesaj Sayısı : 394
Rep Gücü : 6237
Kayıt tarihi : 24/10/09
Yaş : 36
Nerden : Fransa

Cemal Hünal Ile Röportaj Empty
MesajKonu: Cemal Hünal Ile Röportaj   Cemal Hünal Ile Röportaj EmptyPaz 1 Kas. 2009 - 1:47

Cemal Hünal genç, yakışıklı, özgür ve cesur bir oyuncu. Şu anda hala
gösterimde olan ‘Issız adam’ isimli filmi ile hayatımıza hızlı bir
giriş yaptı. Cemal Hünal ile yağmurlu bir günde Zazie Restoran’da
buluştuk. Hayat, aşk, oyunculuk ve Antakya ile ilgili keyifli bir
söyleşi yaptık
Issız Adam bugüne kadar sinemada izlediğim en
etkileyici Türk filmi. Eğer hala izlemediyseniz mutlaka izleyin.
Kaçırmamanız gerekenlerden…

Hayata ayna tutan cüretkar bir senaryo. Çağan Irmak imzalı.

Filmin başrol oyuncusu Cemal Hünal filmi izleyen herkesin kalbini çalacak kadar yakışıklı.

Sıradışı bir adam. Mütevazi ve çekingen. Farklı, çok farklı bir adam. Henüz tanışma fırsatı bulduğumuz genç bir yetenek.

Çok güzel mavi gözleri var. İnsanın içini ısıtan bir gülüşü var. Asla sıradan olmayan gizemli bir ifadesi var.

Onu tanıyınca hayata bakış açısına, yaşayışına, hayvan sevgisine hayran kaldım.

İtiraf ediyorum ben bu adamdan çok etkilendim. Doğruyu isterseniz O’na hayran olmamak mümkün değil…

• Seni biraz tanıyabilir miyiz?


Lise
ikiye kadar Saint Benoit’da okudum. Fransız disiplini bana pek uymadı.
Daha sonra İskoçya’ya gittim. Doğasından çok etkilendim. Ormanın
içinde, eski taş binalardan yapma bir okuldu. Çok yaramazdım, çok
eğlendiğimi hatırlıyorum. Sonra Londra’da sanat tasarımı okurken bir
film setine girdim. Bundan çok etkilenince sinema okumaya karar verdim
ve Los Angeles’e gittim. Oyunculuk okudum. Daha sonra Türkiye’ye
döndüm. Hiç dizi yapmak istemiyordum. Türkiye’ye geldikten sonra
oyunculukla ilgili bir şey yapmamıştım. Şu anda Nişantaşı’da bulunan
Zazie Restoranın ortağıyım. Zazie’nin bahçesinde eskiden kardeşimle
beraber kurduğumuz animasyon şirketimiz vardı. Bir yazar, bir müzisyen,
bir animatör ve bir teknik destekten sorumlu dört kişi bir buçuk sene
boyunca bir çizgi film projesini yaptık. Para kazanamıyorduk, hiç para
kazanmıyorduk. Ciddi olarak bir gelir kaynağı bulmam gerekiyordu.
Oyunculuk okumuştum. Ne yapabilirim diye bakıyordum. Televizyondaki
dizileri seyrediyordum ve kendi kendime ‘ben bunu yapamam’ diyordum.

• Sonra Çağan Irmak ‘Ulak’ filmi için sana bir teklifle geldi...


Dublör
olarak gitmiştim aslında ama sonra kadroya dahil oldum. Ulak filminden
sonra Tomris Giritlioğlu benim kim olduğumu merak etmiş. Kim olduğumu
öğrenmek için araştırma yapmış. Çağan Irmak’a sormuş. Ardından
menejerime ulaşıp Asi dizisindeki ‘Kerim’ rolünü oynamamı istediğini
söyledi. Hatta karar verdi, ben daha ağzımı açmadan… O sırada ben
Zazie’yi yeni açmıştım. Ekip yeni yerine oturmuş ve işlerin yeni
başladığı bir dönemdi. Teklifi getirdiklerinde mümkün değil öyle bir
şey söz konusu bile olamaz diye düşündüm. Nasıl oldu bilmiyorum ama
dört gün sonra Antakya’daydım! İşin Antakya’da olduğunu söyledikleri
zaman benim için çok cazip ve ilginç hale geldi. Antakya’da iki senemi
geçireceğimi söyledikleri zaman bunun benim için çok iyi bir fırsat
olduğunu düşündüm. Ailemin bana İstanbul’da ihtiyaçları vardı. Onların
da fikrini aldım. Gitmemi tavsiye ettiler, burada bana çok ihtiyaçları
olmasına rağmen…

• Daha önce Antakya’ya gitmiş miydin?

Antakya’ya
daha önce hiç gitmemiştim. Ama nereye gittiğimi biliyordum. Tarih
merakım var. Antakya çok merak ettiğim bir yerdi zaten… Medeniyetlerin
buluştuğu bir nokta…

• Asi dizisiyle birlikte Antakya’da kendini tanıtma fırsatını elde etti…

Çok
başarılı oyuncuların olduğu bir kadro var. Ne yazık ki, Antakyalılar
tüm güzellikleri mahvediyorlar. Aslında tüm insanlar yapıyor bunu!
Güzelliklerin kıymetini bilmiyorlar. Yeni yapılanma Antakya’nın tüm
güzelliğini yok ediyor. Bence insanlar Antakya’ya gereken değeri
vermiyorlar. Mesela, Çevlik dünyanın en uzun ikinci plajı ama ne yazık
ki, çok pis. İnsanlar orada bir şey yapmak istemiyorlar. Aslında turizm
potansiyeli var. O sahil temizlenmediği sürece orada bir şey yapılamaz.


• Antakya’da vaktini nasıl geçiriyorsun?


Amanos
Dağları’nın yamacında yaşıyorum. Antakya’nın merkezinden oldukça uzak…
Denize gidiyorum. Orada balıkçı barınağında sevdiğim bir restoran var.
Batayaz’a çıkmayı seviyorum. Simon’a çıkmayı seviyorum. Dünyanın en
güzel günbatımlarından biri orada… Antakya’da inanılmaz güzel bir ışık
var. Kuş gözlemlemeyi seven biriyim. Gittiğim her yerde güzel bir yaban
kuşu çeşitliliği var. Köyde atlarla uğraşıyorum. Çok fazla evden
çıkmıyorum. Atlarımla ilgileniyorum. Demirciler çarşısına gidiyorum.
Boş vakitlerimde demircilik öğrendiğim bir usta var. Çok keyifli
oluyor. Oymacıları gezerim. Sürekli bir şeyler yapma merakım var.
Zanaatkârlarla çok vakit geçirmeyi seviyorum. Antikacı Mişel Huri’nin
dükkanını seviyorum.

• Antakya mezeleriyle, tatlısıyla ünlü bir şehir. Senin sevdiğin yerler nereler?

Antakya’da
en sevdiğim restoran Nuri restoran. Çok güzel yemekleri var. Salah da
sevdiğim yerlerden. Göl başında tuzda tavuk yemeği de seviyorum.

• Şelalesiyle ünlü Harbiye’ye yemeğe gidiyor musun?

Benim
için orası çok kalabalık. Doğasının mahvedilmekte olduğunu görüyorum bu
da benim asabımı bozuyor. Antakya’da her yerde güzel yemek yemek
mümkün. İyi Antakya yemeği yemek için Harbiye’ye gitmenize gerek yok.
Mezeleri her yer çok iyi yapıyor. Oradaki her restoran buradaki
gideceğiniz bir restorandan çok daha iyi. Oradaki yemekler birbiriyle
uyum içinde. Antakyalılar gerçekten çok güzel yemek yapıyorlar.

• At binmeye nasıl başladın?

Çocukluğumdan
beri at biniyorum. İlk önceleri bir binicilik kulübüne gittim. Fakat
orayı sevemedim. Çit içinde at binmek fikrinden hoşlanmıyorum. Daha
özgür ve daha doğal bir yol arayışı içindeydim. Yalova’da bir köyde
başladım. Orada ata nasıl bakılır bunu öğrendim. Atlarım şu anda
Antakya’da benimle kalıyorlar. İstanbul’a dönünce ne olacak bilmiyorum.
Hayvanın kendi doğası hakkında çok fazla şey öğrendiğimi hissediyorum.
Atlar çok iyi hoca hayatta. Baktığım yerden ben bir nevi mitolojik
hayvanla yaşıyorum. Şehir hayatında bana bu tatmini verecek bir şey
olmayacak.

• Bu yaşa kadar hep şehirde yaşamışsın ama…

Son
iki senedir hayatım boyunca hep yapmak istediğim, şehir dışında yaşama
hayalimi, gerçekleştirebildim. Restoran açmak da ileriki yaşlarda
yapmak istediğim şeydi. Her ikisi de hayatıma erken geldi. İyi de oldu.
Buralarda pek de vakit kaybetmek istemiyorum.

• Biraz Asi
dizisindeki Kerim rolünden bahsetmek istiyorum. Kerim eşini biraz
üzecek ve farklı bir yönüyle karşımıza çıkacak sanıyorum…


Beterleşiyor. O da enteresan. Var olan sempatiniz bu haftaki bölümden sonra azalabilir.

• Hep böyle ilginç karakterlerle mi karşımıza çıkacaksın?

Mümkün
olduğunca farklı rolleri oynamak istiyorum. En sevdiğim oyuncu Gary
Oldman’dır. O hiçbir zaman karşımıza Gary Oldman olarak çıkmaz. O her
zaman canlandırdığı karakterdeki kişidir. Beni farklı arayışlara
götürebilecek teklifleri değerlendirmeyi istiyorum. Bu tip rollerin
devamına da evet demeyi düşünmüyorum. Yapmış olmaktan ziyade güzel
işlere imza atmayı seviyorum.

• Şunu itiraf edebilirim ki ben
Asi dizisindeki Kerim’i biliyorum. Issız Adamı izlerken Alper
karakterine çok inandım ve Kerim aklıma dahi gelmedi…

Teşekkür ederim. Bana söyleyebileceğin en güzel şey bu herhalde…

• Doğruyu söylemem gerekirse bu güne kadar sinemada izlediğim en etkileyici Türk Filmi…

Çağan
Irmak çağımızın Türk sinemasının tonunu buldu. Onu tekrar tanımladı.
Her hangi bir zorlama olmadan iyi bir ekiple ufak detaylar için bile
çok uğraşarak çektiler. Ben bir oyuncu olarak bunu hissetmekten bile
çok mutluydum. Onlara çok güven duydum çok huzurluydum.

• Issız adam sence niye bizi bu kadar etkiledi?

Bunun
cevabını bana geçen gün Sezen Aksu verdi. Bana ‘O sahneden etkilenen
insanlar onu yaşadıkları insana hala aşıklar, o yüzden ağlıyorlar’
dedi.

Filmde öyle bir ayrılık sahnesi var ki, birçoğumuzun
başından geçmiş bir an aslında bu… Filmi izledikten sonra fark ettim
ki, benim de hayatımda Issız Adam olduğunu düşündüğüm biri olmuş.

O
Issız Adam mı ya da sen O’nun Issız Adası mısın? Cevap ikisine de evet
olabilir. İkisinden biri de olabilir. Hayatta o esneklik her zaman var.
Hikâyedeki karakterlerde de vardı.

• Nedense filmin sonunun biraz da izleyiciye kaldığını hissettim…

Evet
o konuda bir çok spekülasyon var. İnsanlar sürekli bir yerden bir umut
arıyorlar. İngilizlerin bir sözü vardır: Pudingin ispatı tadındadır,
içinde ne olduğunda değil…

• Issız Adam’daki Alper karakteriyle benzerliklerin var mı?

Çağan
Irmak bana çok sade bir hikâyeyle geldi. Çok cüretkâr bir senaryoydu.
Çok hissederek oynadığım bir karakterdi. O karakterin nasıl hareket
ettiğini buldum. O karakter ben değilim çünkü… Kendi hayatımda çok
farklı yaşarım bütün ilişkilerimi… Hep çok yoğun, samimi ve gerçekçi
olarak yaşarım. İlişkiler arasında çok farklı parametreler var. Bir
kadınla yaşadığım hiçbir ilişki bir diğerine benzemedi.

• Sence aşk…


Bence
aşk evreni bir arada tutan şeydir .İki insanın arasındaki baş aşktan da
ötedir. Aşk hayatın içinde bir şey. Aşkı her şeyle yaşayabilirsin. Bunu
bir insanla yaşabilmek ve canlı tutabilmek çok yüceltici bir tecrübe.

• Çok aşık oldun mu?

Üç kere çok aşık oldum. Kolay aşık olmam.

•>

Bilmiyorum. Aşık olduğum kadınlar da birbirlerinden çok farklılar.

• Daha önce bir kere evlendin ve boşandın. Tekrar evlenmeyi düşünüyor musun?

Evet.
Doğru şartları bir araya getirdiğim zaman. Geçen seferden daha makul
davranabilmeyi ümit ediyorum. Şu anda hayatımda bir düzen yok. Birkaç
sene de olmayacak gibi görünüyor. Bu kadar düzensiz bir hayatım varken
bir karar vermek istemiyorum. Hayatımda yeni başladığım bir dönemdeyim.


• Bu sıralar tüm gözler üzerinde… Bu ilgi hoşuna gidiyor mu?

Çok
hoş bir şekilde yaşıyorum. İstanbul’da yaşamadığım için çok direkt de
yaşamıyorum. Bir anlamda da iyi oluyor. Çünkü film önde… Bunu bu
şekilde muhafaza etmek çok önemli. Böyle bir filmde yer alabilmek çok
güzel. Çekilen her şey aslında sinema tarihi. Yapılan her şey bir yerde
duruyor. Hatırlanıyor ya da unutuluyor. Ama bir yerde duruyor.


03 Aralık 2008
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://cemal-hunal.yetkin-forum.com
 
Cemal Hünal Ile Röportaj
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» cemal hunal ile roportaj
» Cemal Hünal ile Röportaj (Resimli)
» cemal hünal hamile :))))))))))))))))))
» cemal hunal iyi bir oyuncu
» cemal hunal ve kis masali....

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
cemal hunal fan sitesi :: Cemal Hünal :: Haberler - Röportajlar-
Buraya geçin: