Bursa Hakimiyet Gazetesi Röportajı

“Hiç havuçlu kek yapmadım” 13.09.2009

O, Issız Adam ismiyle özdeşleşti. Filmi izleyenlerden kimi erkeklerin 'Koçum benim yürü kim tutar seni' dediği, bazılarının da 'Adam yakışıklı ya, kadın yazarlar çok abarttı üstadım' deyip oyunculuğunu eleştirdiği; bazı kadınların 'Aman aman böyle bir erkek olmaz olsun' dese de iç geçirdiği ve hikayeydi ışıktı, yönetmendi koy bir yana tüm Türkiye'yi gözyaşlarına boğmuş başarılı bir oyuncu Cemal Hünal. Ama o Issız Adam değil elbette, genç ve dinamik, üstelik bu işin A'dan Z'ye eğitimini almış, mütevazı, eğlenceli, küçük bir çocuk gibi yerinde duramayan, doğa tutkunu, heyecanlı biri...

Fulya KOKA

Cemal Hünal, bu kez de çekimleri Bursa'da devam eden Kış Masalı adlı dizide Ali Murat karakteriyle ekranlara geliyor. Yine sırılsıklam aşık ama yine aldatıyor ve kafasına koyduğunu kesinlikle yapıyor... Biz de hummalı bir çalışmanın 7/24 sürdüğü dizi setine konuk olup, genç kızların gözdesi Cemal Hünal ile keyifli bir sohbete imza attık. Devamı bu satırlarda...


Öncelikle Bursa'ya hoş geldiniz.
Hoş bulduk Bursa'ya.

3 haftadır Bursa'dasınız. Çekimler nasıl gidiyor?
Güzel, çok keyifli gidiyor. Bursa'da çalışmak ve burada olmak çok güzel.. Ha bu arada benim nüfusum Orhangazi'de...

Peki var mı burayla ilgili çocukluk anılarınız?
Orhangazi'de fazla değil ama anılar çok... Bursa'ya çok sık gidip gelirdik, babam çok iş yapardı buralarda. Uludağ'ı çok seviyorum. Türkiye coğrafyasında çok özel bir yer burası, doğa olarak muhteşem. Türkiye'nin diğer illerine nazaran çevresiyle ilgili olarak Bursa'nın bilinçli bir halkı var. Doğanın iyi korunmuş olması çok güzel. Bu da mutluluk veriyor, inşallah böyle devam eder. Biz de buralardan mümkün olduğu kadar faydalanmak istiyoruz.

Yeni bir dizi, yeni bir karakter. Heyecanlı mısınız?
Evet oldukça keyifliyim. Kış Masalı güzel, etkili bir hikaye, çok zamansız bir masal. Sanırım masal olma özelliğini ona kazandıran da zamansız olması. Bir tutku suçları hikayesi. İnsanlar üzerine kurulu. Zor, karışık hayatları olan, aslında çok basit ve ilkel düşünen ama kendi istekleri üzerine harekete geçen karakterler hepsi. O yüzden seyircinin ilgisini çekeceğine eminim.

Neler hissediyorsunuz peki. O karakterle kendinizi bağdaştırabiliyor musunuz ?
Bağdaştırmak zor.

Ali Murat nasıl bir adam ?
Ali Murat bu zamanın adamı değil; aslında daha zamansız. Daha içgüdüsel, daha içten ama daha ilkel düşünen bir adam, daha gerçek bir insan. Ali Murat, ne istediğini bilen, bu konuda kendine karşı son derece samimi olan ama dış dünyaya ve çevresine, onu sevenlere kendini kapatmış, daha çok tazeliği arayan, anlaşılması zor, ilkel düşünüp içgüdüsel hareket eden, kendine göre sert prensipleri olan bir adam. Hayatı zorlaştıran bir adam...

Kaba mı ?
Yerine göre tabii...

Aşık mı ?
Evet, Ali Murat çok aşık.

Daha önce canlandırdığınız karakterler de hep aşıktı ama hep de aldatıyorlardı. Bu dizide de başkasına aşık olup karınızı aldatıyorsunuz. Bu hayatın gerçeklerinden ve popüler diye mi böyle karakterler yazılıyor ?
Seven, aşık ama kadını aldatan bir adam, illa böyle bir gerçek var diye değil de böyle tezat yaratan karakterleri seyirci daha çok seviyor. Bazı karakterleri anlamak ve içine girmek daha kolay. Murat, düz, samimi, daha kapalı kapıları olan bir karakter. Hayat içinde uğraşması kolay bir karakter değil. Bazı karakterleri anlamak çok daha zor.

Bu rolü kabul ederken tercihlerinizde en etkili olan şey neydi ?
Gül (Oğuz) Hanım'la çalışmak beni çok heyecanlandırdı ilk başta. Sıla dizisinde çalışan arkadaşlardan duyduklarım beni çok heyecanlandırmıştı. Mahinur (Ergun) Hanım'ın senaryoda olması çok etkiliydi. Senaryo çok etkiliydi ve karakteri oynamak istedim tabii bu benim için büyük bir nimet.

Peki bir karakterin adamı mı Cemal Hünal ?
Bir oyuncu mümkün olduğu kadar farklı parametrelerde şekillere bürünebilmeli. Bunu çok etkili yapan oyuncular var. Daha farklı karakterleri canlandırmak da isterim. Bilmiyorum göreceğiz bakalım.

ATLAR EN BÜYÜK TUTKUSU
Asi dizisinde oynarken Antakya'ya yerleştiniz. Atlarla, köpeklerle sevdiğiniz ortamı yaratmayı başarmışsınız. Bursa'da dizinin 2 yıl sürmesi hedefleniyor. Buraya da yerleşecek misiniz?
Bursa'da çok at var. At binmek ve bakmak için, doğa gezileri için çok güzel bir yer. Bursa'da üniversiteden arkadaşlarım var. Oradaki atlarla ilgilenen, uzun mesafe yarışları için onları çalıştıran. O yüzden burada binecek çok at var. Benimkilerin de İstanbul'da keyfi pek yerinde. Arkadaşımın çiftliğindeler, rahat yerleştirdim onları. Bursa'dan yerleşik hayata geçmeyeceğim çünkü gezmek için daha özgür olmak istiyorum. Çok yer var görmek ve keşfetmek istediğim. Dağda, yerde...

İlginç ve özel zevkleriniz var. Ata binmek, kılıç kullanmak, eskrim, koleksiyonerlik gibi. Atla görüyoruz, peki kılıçla ne zaman göreceğiz?
Kılıç kullanma konusunda karşıma henüz hiç kimse çıkmadı, onun için 'kılıcı ne kadar iyi kullanıyorum' bunun ölçüsünü koymak biraz zor ...
Kılıç Kalkan var Bursa'da. Bu şehirle özdeşlemiş bir halk oyunudur. Bursa'da bu performansı test edersiniz..
Evet Bursa'da meşhur bir oyun. Neden olmasın...

At tutkunuzu artık bilmeyen yok. Dizide bindiğiniz atla uyumunuz nasıl?
At benim için spor, tutku, bir yaşam ve bir varoluş şekli. Burada çok şanslıyım, çünkü sette beni terleten çok beyefendi bir atımız var. Sanki bu iş için yaratılmış. Çok sabırlı, onu ekipçe çok seviyoruz, ihtiyaçlarını gözetiyoruz.

Adı ne ? Alışabildi mi set ortamına ?
Siyat diyor sahibi ama ona yeni bir isim bulacağız. Müthiş bir hayvan. Sete geldiği 2. günden itibaren kamerayı ve diğer aletleri algıladı. Işıkları, straforları v.s yadırgamıyor. İstediğimiz her şeyi yapıyor. Benim için de büyük bir şans. Çünkü bir oyuncu için çok önemlidir atla uyumlu olabilmek. İnsanın aorasını çok genişletiyor. 600-700 kiloda haşmetli simsiyah bir arkadaşımız. Ben de hakkını vermeye çalışacağım.

Atlar sizin oyunculuğa başlamınızda bile etkili değil mi ?
Oyunculuk okumuştum ve yapmak istiyordum her zaman. Bir kere bu işlere bulaşan birinin çıkması zor. O yoğunluk, hareketlilik, ve o çeşitliliği hayatınızda aramaya başlıyorsunuz. Yurtdışında okumuştum bütün dil, ses eğitimi, tiyatro hepsi yabancı dildeydi. Memleketime döndüğümde çok zorlanacağımı hissetmiştim. İlk televizyon seyrettiğimde ki ben televizyon seyretmem herhalde ben bu işi burada yapamayacağım dedim. Nitekim bir sürü işi geri çevirdim. Ajanstan atıldım. Sonuçta Çağan'ın setine Ulak filmine at dublörü olarak gittim. O gün bugündür çalışan bir oyuncuyum.

İyi bir oyuncuyum diyebiliyor musunuz ?
Bu benim söyleyebileceğim bir şey değil. Ama her zaman daha iyiyi yapabileceğimi düşünüyorum. Yaptığımdan haz aldığım zaman, karşımdaki oyuncuyu etkileyebildiğimi gördüğüm zaman, ondan etkilenebildiğimi hissettiğim zaman o sahneyi iyi oynadığımı söylüyor bana ama bu genel olarak beni iyi oyuncu yapmaz. Bu çok uzun bir zaman sınavı. Parça, parça. Neler yapıp neler yapamayacağımı ben de henüz bilmiyorum, sanırım bunu zaman gösterecek. Seyircinin beğenisi benim için çıta olacak. Onlar belirleyecekler.

Peki ömrümün sonuna kadar oyunculuk yaparım diyebiliyor musunuz?
Bunu gerçekten çok isterim. Uzun soluklu bir oyunculuk kariyeri, ufaklı, büyüklü roller, farklı işler, fırsat bulabilirsem tiyatro, sahne, müzikal çok isterim.
Karşılıklı oynamak istediğiniz oyuncular vardır elbette...
Türkiye'de çalışmak istediğim çok oyuncu olduğunu biliyorum. Asi'de çok şanslıydım bu konuda. Benim için başlangıç projesiydi. Nur Sürer, Çetin Tekindor, Tuncel Kurtiz, Menderes Samancılar ki bu dizide yine beraberiz. İlk işim için olağanüstü bir tecrübeydi. Genç arkadaşlarım çok yetenekliydi. Tuba, Murat çalışırken çok yoğun hissettiren arkadaşlarım. Murat'la çalışmaktan çok büyük keyif aldım mesela. Türkiye'de çalışmak istediğim çok oyuncu kesinlikle var ama televizyon izlemediğim için oyunculuğunu bilmediğim bir sürü kişi olduğunu da biliyorum. Buradaki kadro da muhteşem çalışmaktan çok büyük keyif alıyorum. Fırat Çelik'le ortak bir sahnemiz olsun diye tırmalıyorum, bekliyorum. Çok canlı bir arkadaşım o da. Menderes Abi, Suzan Abla, çok önemli besleyici öğeler bunlar. Çünkü hiçbir zaman bir drama tek başına ortaya çıkmıyor. Benim için çok büyük bir şans böyle bir kadroyla çalışmak. Hele ki Gül Oğuz gibi bir yönetmenle çalışmak muhteşem. Ne istediğini çok iyi biliyor, her şeyi çok hızlı ve sertçe şekillendirebilen birisi. Benim için müthiş bir hoca oldu, geçtiğimiz 3 haftada bile ondan çok şey öğrendim. Kendimle ilgili, yapabilirliliklerimle ilgili, aşmam gereken, zorlandığım yerlerle ilgili...Ayna tuttu bana, zorlayıcı ve inanılmaz destekleyici ve iyi bir hoca...

Oyuncu hanımlarla aranızda hemen hemen hiç aşk söylentisi çıkmadı. Nasıl bir duruş sergiliyosunuz da adınız çıkmıyor?
Bütün çalıştığım bayan oyuncularla iyi ve samimi arkadaşlığım oldu her zaman. Öncelikle iyi bir oyun arkadaşı olabilmek istedim. Çok insancıl, çok hassas duyguların ve dengelerin canlandırıldığı dramalar yapıyoruz. Bu nedenle karşımdaki oyuncunun bana tam anlamıyla güveni ve arkadaş olabilmemiz benim için her zaman öncelikli oldu.


Evlilik söylentileri...
Lale Cangal ile evlenmeye hazırlandığınız yazılıp, çiziliyor. Doğruluk payı ne, ilk ağızdan alalım?
Ben böyle bir şey söylemedim. Arkadaşlar 2 senedir benim hakkımda yazacak çok şey bulamadılar, kesinlikle çok yaratıcılar. Beni evlendirdiler, evlendiremediler, çocuk yaptırdılar, yaptıramadılar, Antakya'da çiftlik sahibi yaptılar... Bilmiyorum pek takip etmiyorum. Beni ilgilendiren şey sadece yaptığım iş, seyirciye nasıl yansıdığı, bana gelecekte ne getireceği, oyuncu ve ekip arkadaşlarımın güvenini kazanmak v.s. Tabii böyle olunca magazine pek fazla yazacak bir şey çıkmıyor.

Peki evlenmeyi bir kez daha düşünür müsünüz? Düşünmüyorsanız sizi ne etkiler?
Ben zaten bir evlilik geçirmiştim 22 yaşımda, her zaman bir çocuk sahibi olmak istedim. Benim için önemli olan tamamen karşımdaki insanla olan ilişki. Beraber neyi paylaşırım, neyi paylaşamam, tam bir güven ve sevgi ilişkisi. Bunun dışında gerçek fazla özel.

“Hiç havuçlu kek yapmadım”
Restoran işi devam ediyor mu, gidiyor musunuz yine..
Evet, tabii.
O çok meşhur havuçlu-tarçınlı kekten yapıyor musunuz peki?
Havuçlu kek hiç yapmadım hayatımda. Bilmem hiç kek yapmadım. Galiba bir kere babaannemin pandispanyasını denemiştim. Genel olarak sıcak yemek türlerini biliyorum. Pek tatlıcı sayılmam.

İlk kez komedi filminde
Bu sezon bir sinema filminde de rol aldınız.
Romantik Komedi, eğlenceli bir işti. Kadro çok gençti. Sedef Avcı, Burcu Kara, Sinem Kobal, Engin Altan Düzyatan, Begüm Kütük ve Gürgen Öz'le aynı ortamda olmak çok keyifliydi. Çekim süreleri çakıştı, arkadaşları program konusunda biraz zorladım ama bitti. 12 Şubat'ta vizyonda
olacak.