cemal hunal fan sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

cemal hunal fan sitesi


 
AnasayfaAnasayfa  cemal hunal fancemal hunal fan  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap            İletişim İletişim  
Cemal Hünal Fan Sitesine Hoşgeldiniz...Forum Bizden, Paylaşma Sizden....
Iletisim : cemal-hunal@fanforum.com
Cemal Hünal Fan Sitesi Facebook'ta !

 

 Röportaj (Hürriyet Gazetesi)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Zarin

Zarin


Mesaj Sayısı : 394
Rep Gücü : 6237
Kayıt tarihi : 24/10/09
Yaş : 36
Nerden : Fransa

Röportaj (Hürriyet Gazetesi) Empty
MesajKonu: Röportaj (Hürriyet Gazetesi)   Röportaj (Hürriyet Gazetesi) EmptyPaz 1 Kas. 2009 - 1:50

Melis Birkan-Cemal Hünal

Hepimizn Issız Adam'daki gibi bir hikayesi var

Sinem VURAL

Melis Birkan ve Cemal Hünal'ın başrolde olduğu "Issız Adam", vizyona girdi.


Çağan Irmak'ın yönettiği, Melis Birkan ve Cemal Hünal'ın başrolde olduğu "Issız Adam", bugün vizyona girdi.

Cemal
Hünal ve Melis Birkan'ın yanı sıra, Yıldız Kültür, Şerif Bozkurt ve
Gözde Kansu'nun da rol aldıkları filmin çekimleri beş hafta sürdü.
Yapımcılığını Most Production, görüntü yönetmenliğini Gökhan
Tiryaki'nin üstlendiği filmin Beyoğlu çekimlerinde gizli kamera da
kullanıldı. Film, 30'lu yaşlarını süren Alper adlı bir aşçı ile çocuk
kostümleri tasarlayıp diken Ada adlı genç bir kadının aşklarının
özelinde modern hayatın insanları nasıl yalnızlaştırdığını irdeliyor.
MELİS BİRKAN: BİKİNİYLE DUŞA GİRMEK OLUR MU

- Önce biraz başa dönelim... Setiniz nasıldı, çekimler nasıl geçti?

"Issız
Adam" Çağan’la ikinci çalışmamız, ama onu ilk kez burada tanıdım.
Kendimi ona daha iyi ifade etmekten çok, onu mutlu etmek için uğraştım.
Çok keyifli bir setti. Çağan size değer veriyor, ne hissettiğinizi
önemsiyor ve role adım adım hazırlıyor. Arada sürprizler yapıyor.
Hisleriniz açık, niyetinizin iyi olduğu anlarda Çağan ile çalışmak çok
keyifli. Bazen bize güvenip doğaçlama sahneler bile çekti. Ben de o
güveni boşa çıkarmamak için çok çaba sarfettim.

- "Issız Adam"ın Ada’sı nasıl bir karakter peki?


Bu,
günümüz ilişkilerini anlatan bir film... Çok çekirdek bir kadromuz var.
Çağan (Irmak) “Neredeyse iki kişilik” diye bir açıklama bile yaptı, ama
aslında beş-altı kişilik bir kadroyuz. Ada hepimizin yaşadığı
problemleri yaşayan, sokakta yürürken karşılaşabileceğiniz sıradan bir
karakter... Aslına bakılırsa filmdeki bütün karakterler öyle. Filmde
beklenmedik bir aşk hikayesi var. Günümüzde yaşanan, yaşanamayan,
beklenen sona gelinemeyen ilişkilerden biri bu da... Kadın-erkek,
herkesin böyle bir hikayesi vardır.

- "Issız Adam"da yaşanan bir sevişme sahnesi basına yansıdı... O konuda ne diyeceksiniz?

Vallahi
o haberleri görmedim, duymadım. Şu kadarını söyleyeyim; eğer bir film
için gerekliyse öyle sahneler çekilir. Siz de gerçek hayatta sevginizi
dokunarak, öperek gösteriyorsunuz. Nefretiniz, yeri geldiğinde bir
tokat attırıyor. Aynı şekilde düşünün, duş sahnesinde bikinili birini
getirsem size gülersiniz, değil mi? Çağan bu filmin “hayat gibi”
olması, doğal olması için uğraştı. Her şey filmin içinde olması
gerektiği dozda yer aldı.

- "Issız Adam" neden Altın Portakal'a yetişmedi?

Yetişmedi
demeyelim, çünkü yetiştirmek gibi bir planımız yoktu. 7 Kasım'da
(bugün) vizyona giriyor, biz asıl onun heyecanını yaşıyoruz.

-
Bu yıl genç oyuncular Antalya’yı istila etti. Ustalar sinema filmi
yapmalıyım diye ağlarken, gençler arka arkaya film çekiyor. Bu şans mı?


Bu ne yapmak istediğinize karar vermenizle ilgili bir şey. Ben
ilk filmimi Serdar Akar’la çektim ve tamamen tesadüftü. Sonra bir
röportajım üzerine Çağan beni aradı. Bu da şanstı... Tabii bunu
değerlendirmek önemli. Bana inandıkları için ben de elimden geldiğince
iyi oyunculuk yapmaya çalıştım. Bundan sonra da bu seviyenin altına
düşmemek için uğraşacağım.

- Eğitiminiz de oyunculuk üzerine miydi?

Aslında
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Bale ve Modern Dans
Bölümü mezunuyum. Ama dansa devam etmek istemedim. "Mucizeler
Komedisi"ne dansçı olarak girdim. Şener Şen ile bir repliğimiz vardı,
Işıl Kasapoğlu (koreograf) bana başka bir iş verdi, ben oradan oyuncu
olarak çıktım.

- Son olarak... Ufukta yeni projeler var mı?

Star
TV’nin "Ay Işığı" adlı yeni dizisinde rol alıyorum. Sinema adına ise
yeni bir şey yok. Filmimizin gösterime girmesini ve gelecek tepkileri
bekliyorum sabırsızlıkla...

CEMAL HÜNAL: ALPER BİR NEVİ ŞEHİR VAMPİRİ
- "Issız Adam"ın Alper’i nasıl biri?

Şehir
insanı olarak büyümemiş, şehir insanı olmayı sonradan seçmiş biri
Alper... Hep bir şeyleri elde etmek istemiş, geri kalanlara ise sırtını
dönmüş. İlişkileri mümkün olduğunca kendinden uzak tutuyor. Sadece dış
dünyadan besleniyor. Bir nevi şehir vampiri.

- Senaryoyu ilk okuduğunuzda, karakter hakkında ne düşündünüz?

Çok
iyi yazılmış bir karakter olduğunu düşündüm. Aldığınız metin,
karakterlerin kim olduğunu, neyi nasıl yaptığını kuşkuya yer
bırakmayacak şekilde yansıtıyordu.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



- Çekimler nasıl gitti?

Film
süresince çok yoğun bir his vardı. Sanırım karakterin iç dünyasıyla
alakalı olarak, olup bitenlere başka bir alemden bakar gibiydim. Sonra
eve geliyordum, uyuyamıyordum. Çünkü o sahneler aklıma takılıyordu.
Sabaha kadar uyumayıp senaryo okuduğum, onu bırakıp çizgi romana
döndüğüm geceler, yemek yiyemediğim sabahlar oldu. Kafamda sürekli bir
şeyler dönüyordu. Bir buçuk ayım böyle geçti. Başka birinin hayatını
yaşamak gibi bir tecrübeydi.

- Sonuç?

Senaryoyu ilk
okuduğum andan daha ılımlı ve yumuşak bir karakter çıktı ortaya. Biraz
daha esprili, gülümsemenin ardında iş çeviren, kurnazlığını tam
anlamıyla saklayamayan biri çıktı ortaya. Çağan bizden hep provasız
çalışmamızı istedi. Dolayısıyla bir şeyleri formüle edecek zamanım
yoktu. Sete girdiğimizde oynuyorduk, o da bizden o sadeliği istiyordu.
Senaryoya bağlı kaldık tabii, ama oyunlar birbirini itip kakarak
yerlerini buldu. Çağan’ın bazen çok kolay tatmin olduğu anlar oldu. Çok
zor denilen bir sahneyi bir kerede çekerken, mesela Yıldız Hanım'ın
elini öpmem gereken sahnede dağıldık. “El öyle öpülmez. Sen Türk
evladısın, burası Fransız sarayı değil” dedi ve 40 kez çektik o
sahneyi.

- Melis Birkan ile çalışmak nasıldı?

Çok
enterasandı. Prova süreci olmadığı için samimiyet gerektiren, duygusal
yoğunluğu olan sahnelerde Melis ile nasıl çalışacağımı bilemedim. Yeni
biriyle tanışıyormuş hissiyle çalıştık. Ama beni çok şaşırtarak oyunuma
zengin seçimler sunuyordu. Başladığım yeri bir üst noktaya taşıyordu.
Zevkli bir çalışma oldu. Zaman içinde karşımdaki oyuncuya karşı güven
oluştu.

- Melis Birkan'la birlikte ikinci kez Çağan Irmak’ın filminde rol aldınız. Onun gözdeleri mi oldunuz yoksa?

Bu
konuda hiç konuşmadık. Çağan’ın yeni projeleri olduğunu biliyorum, ama
neler olduğunu bilmiyorum. Bir kere benimle çalıştı diye benimle
çalışacak gibi bir durum yok. Çağan beni ne zaman çağırsa giderim.
Çünkü güzel bir şeyin içerisinde yer alacağımı bilirim. Bunun için de
özel bir beklentim yok. Özelliklerimi başka bir filmde kullanmak
isteyebilir ya da hiç kullanmayabilir. Ama bu film için bile beni
seçmesi çok müthiş bir şey.

- Siz Alper’in yerinde olsaydınız...

Alper’in
derdini anlayabiliyorum. Bir kere yaşadığının dert olduğunu bilmiyor.
Kendince bir kutusu var, orada yaşıyor. Çapkınlığını yapıyor, kendi
haricinde kimseye karşı sorumluluk duymuyor. Bencilliği yüzünden
yalnızlaşmış. Benimse ona oranla çok daha yakın aile ve arkadaş
ilişkilerim var. Kendime sakladığım şeyler yok. Hayatımda olup biten
her şeyi paylaşmak isterim.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]





- "Asi" dizisinin çekimleri nedeniyle uzun süredir Hatay’dasınız. Hayatınızda olan biteni çevrenizle nasıl paylaşıyorsunuz?


Zaten
arkadaşlarımla sürekli görüşüyorum. Beni ziyarete geliyorlar. Onlar da
Hatay’da olmamdan dolayı mutlular, çünkü hayatımın bir dönemini bu
şekilde geçirmek istediğimi biliyorlar. Hayatımda belki de ilk kez bu
kadar sorumluluk alıyorum. Doğa ve hayvanlarla iç içe yaşıyorum.

- Daha önce sorumluluk almıyor muydunuz?

Alıyordum
ama bu çok farklı ve çok daha gerçek. Günlük olarak yarışan iki atın
bakımı ve beslenmesi var. Filmlerde oynatılmak üzere yetiştirilen atlar
aynı zamanda. Silah sesi ve oklardan korkmuyorlar. Bunun için sürekli
idman yapmaları gerekiyor. Günde hiç yoktan beş saatlik iş. Tam
çocuklar gibiler. Sabahları kalk, çocuğa kahvaltı hazırla, okula gönder
gibi bir rutinim var. Bundan keyif alıyorum. Şehir hayatı benim için
çok uğultulu. Bazen insanların neden şehirde yaşamak istediğini
anlamıyorum.

MELİS ÖYLE BİR TOKAT ATTI Kİ
YERİMDEN BİLE KIMILDAYAMADIM
Cemal Bey, filmin fragmanlarında da yer alan tokat sahnesine gelelim. Melis Hanım'dan o tokadı nasıl yediniz?

O
sahnede Melis gerçek bir tokat atmak istemedi, ama Çağan “Cemal bu
tokadı atmanı ister” dedi. Melis’e gidip “Bunu bir kere yapacağız
zaten, asıl” dedim. Önce tereddüt etti, ben cesaretlendirince attı.
Altı üstü bir tokattı. Ama Melis bir şey yaptı, öyle bir tokat attı ki,
tam kadının bir adama vurup da adamın yerinden kımıldayamayacağı
cinsten bir tokattı. Çok sert değildi, fakat çok ses çıktı. Oyun devam
ettiği için set ekibi gülmemek için kendini zor tuttu.

Kaynak:Hürriyet
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://cemal-hunal.yetkin-forum.com
 
Röportaj (Hürriyet Gazetesi)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Röportaj (Sabah Gazetesi)
» Sabah Gazetesi Röportajı
» Bursa Hakimiyet Gazetesi Röportajı
» Cemal Hünal Ile Röportaj
» cemal hunal ile roportaj

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
cemal hunal fan sitesi :: Cemal Hünal :: Haberler - Röportajlar-
Buraya geçin: